Kahramanın filmde ilk göründüğü an: En iyilerden beşi
Kahramanların görüntüye ilk giriş anları ister hikayenin hemen başında ister daha sonra olsun filmin tonunu belirlemede ve izleyicinin dikkatini çekmede çok önemlidir. Filmin geri kalanı hafızamızdan silinse bile bu inanılmaz girişleri hatırlarız.
İşte en iyi beş kahraman girişi:
Easy Rider (Dennis Hopper, 1969)
Bir nesli tanımlayan yol filmi Easy Rider aslında bu listede en üst sırada yer alır. Kahramanlar Peter Fonda ve Dennis Hopper efsanevi chopper motosikletleriyle amaçsızca yolculuk eden genç, vahşi ve özgür Billy ve Wyatt rolünde. Süper havalı girişleri filmin tüm nüvesini de özetliyor: yıldızlar ve çizgilerle süslenmiş, dönemin katı Amerikan sistemine karşı keskin bir tezat oluşturan, özgürlüğe giden yollarını kendileri çizmeye kararlı iki isyankarın yolculuğu.
The Big Lebowski (Coen kardeşler, 1998)
Sinemadaki en ikonik figürlerden biri The Big Lebowski‘deki The Dude’dur. Hikayeye girişi karakterin kendisi kadar akılda kalıcıdır. Jeff Bridges’in efsanevi karakteri sabahlığı, terlikleri ve güneş gözlüğüyle süpermarkette süt alırken hikayeye girer. 69 senti çekle öderken son derece rahattır. Sonra eve vardığında kaos başlar ve ne olursa olsun tüm bunlar nihayetinde The Dude için çok mantıklıdır.
The Rocky Horror Picture Show (Jim Sharman, 1975)
Dr. Frank-N-Furter, The Rocky Horror Picture Show‘daki en akılda kalıcı girişe sahiptir. Elbette film bir müzikal olduğu için eşsiz Tim Curry ikonik girişini şarkıyla yapıyor, Sweet Transvestite’i olabilecek en tuhaf ve abartılı şekilde söylüyor. Frank-N-Furter, Brad ve Janet’ı ilk şarkısında şok ediyor, şaşırtıyor, dehşete düşürüyor ve eğlendiriyor. Zaten film de tam olarak bununla ilgili.
Legally Blonde (Robert Luketic, 2001)
Legally Blonde’un en ikonik sahnelerinden biri, Elle Woods‘un Harvard Hukuk Fakültesi’ne başvururken hazırladığı video olsa da ekrana ilk girişi bambaşkadır. Reese Witherspoon’un ikonik, kabarık saçlı, pembe seven, chihuahu sahibi karakteri Perfect Day şarkısı eşliğinde kardeşlik kızlarının günlük işlerini yaptıkları görüntülerle birleştirilir. Elle saçlarını taramak, bacaklarını tıraş etmek, parfüm sürmek ve arkadaşlarıyla telefonda konuşmak gibi sıradan aktiviteler yaparken üzerinde adının yazılı olduğu mücevherlerle süslü bir zarf kişiden kişiye teslim edilir. Bunun tamamen onunla ilgili olduğunu hemen anlarız ve onunla tanıştığımızda ve kartı yüksek sesle okuyup bize erkek arkadaşı Warner ile birlikte en iyi çift olduklarını söylediğinde, tam olarak kim olduğunu anlarız.
Hot Fuzz (Edgar Wright, 2007)
Edgar Wright’ın Three Flavours Cornetto üçlemesinin ortasında, İngilizlerin favorisi ve yönetmenin en iyilerinden biri olan Hot Fuzz yer alır. Ana karakter Nicholas Angel (Simon Pegg) zamanının en unutulmaz kahraman girişlerinden birini yapar. Angel’ın tüm kariyerinin, hatta Noel Baba kostümü giymiş bir adam tarafından elinden bıçaklanmasına kadar olan kısmının detaylı bir şekilde anlatılması yalnızca film boyunca hakim olan mizahın değil, Angel’ın ayrıntılara gösterdiği dikkatin ve kurallara kesinlikle uyma zorunluluğunun da bir göstergesidir.