173
Views

Masanın üzerinde, vücudu bandajlarla sarılı bir şekilde yatan yaratık, Frankenstein’ın canavarına gelin olarak tasarlanmıştır. Parmaklarını yavaşça hareket ettirir, anlam dolu gözleri açıktır.

“Yaşıyor! Yaşıyor!” diye bağırır Dr. Frankenstein onun bedeninin yanından.

Çok geçmeden, hâlâ bandajlarla sarılı ve sade beyaz bir elbiseye bürünmüş haldeki “Gelin” ortaya çıkar ve kültürel hafızamıza sonsuza dek kazınır.

1935 yapımı Bride of Frankenstein (Frankenstein’ın Gelini) sayesinde efsanevi makyaj sanatçısı Jack Pierce tarafından tasarlanan ikonik makyajı ve saçıyla “Gelin” artık klasik korku filmi tarihinin ve Cadılar Bayramı sezonunun kalıcı bir parçasıdır.

Gelin’i canlandıran Elsa Lanchester’ın kostümü, 1928’den 1947’ye kadar Universal Pictures kostüm departmanının başında bulunan ve Hollywood’daki sayılı kadın bölüm başkanlarından biri olan Vera West tarafından tasarlandı. Buna rağmen West hakkında dönemin diğer ünlü tasarımcılarına kıyasla çok az şey bilinmektedir.

FilmPublicityArchive / United Archives via Getty Images

Erken yaşamı hakkında neredeyse hiçbir ayrıntı doğrulanmış değildir. Kayıtlar 20. yüzyılın başlarında Amerika’nın doğu kıyısında doğduğunu ve 1920’lerde Universal’da çalışmak üzere Kaliforniya’ya taşındığını göstermektedir.

West, Universal’daki görev süresi boyunca stüdyonun ünlü korku filmlerinde rol alan kadınlar için elbiseler tasarladı; bunlar arasında 1931 tarihli Frankenstein filminde Mae Clarke’ın giydiği, beyazperdede görülen en efsanevi gelinliklerden biri olarak kabul edilen gelinliğin yanı sıra, 1943 yapımı Phantom of the Opera (Operadaki Hayalet) filminde Susanna Foster’ın canlandırdığı Christine karakterinin elbiseleri de vardır.

West en çok korku filmleri için yaptığı tasarımlarla tanınır; ancak Universal’daki yaklaşık 20 yıllık kariyeri boyunca müzikallerden westernlere, komedilerden kara filmlere kadar pek çok türde kostüm yaratmak onun işiydi. Orada geçirdiği süre boyunca yaklaşık 400 film üzerinde çalıştı.

Kylie Jenner’ın Cadılar Bayramı kostümünden, Mattel’in Monster High bebeklerine veya Mel Brooks’un 1974 tarihli Young Frankenstein filmindeki aktris Madeline Kahn’a kadar, West’in tasarımlarına yapılan göndermeler pop kültür boyunca sürekli karşımıza çıkıyor.

West’in çalıştığı dönemde kostüm tasarımcılarının isimleri çoğu zaman filmlerde geçmezdi; Kostüm Tasarımı dalında Akademi Ödülü 1949 yılına kadar verilmedi.

Film Noir Style kitabının yazarı, moda ve sinema tarihçisi Kimberly Truhler’a göre West’in odağı, kendi departmanı için tasarım yapmakla sınırlıydı ve bundan öte bir hedefi yoktu.

“Stüdyo sistemini düşünürsek onun için kendini tanıtmak, adını duyurmak gibi bir hedefin, üzerine çalıştığı projeler için kostüm tasarlamaktan daha öncelikli olduğunu sanmıyorum.”

O dönemde Universal bir film stüdyosu olarak çok büyük bir konuma sahip olsa da, West’in elinin altında her zaman yeterli imkânlar yoktu. Universal, büyük ölçüde B sınıfı filmler üreten bir stüdyoydu ve en büyük başarılarını tür filmleri, özellikle de korku filmleriyle elde etmişti.

Ray Jones / John Kobal Foundation / Getty Images

West’in etkisi, sadece sinema tarihine değil, moda tarihine de uzanıyordu. 1946 yapımı The Killers (Katil Ruhlar) filminde, o dönemde henüz çok tanınmayan bir aktris olan Ava Gardner, Kitty Collins karakteriyle beyazperdeye çıktı. Üzerinde, kalp yaka, omuz askılı, siyah eldivenlerle tamamlanmış, siyah dar kesim bir elbise vardı ve bu elbise Vera West tarafından tasarlanmıştı. West’in tasarımı, Gardner’ı bir anda büyük bir sansasyona dönüştürdü ve onu kalıcı biçimde yıldız mertebesine taşıdı. Bu elbise de tıpkı Gardner gibi etkisini korudu: Bugün hâlâ moda defilelerinde yeniden yorumlanarak sergileniyor.

Bu başarının arkasında, West’in Amerikan moda kültürünün büyük ölçüde sinemaya dayandığı bir dönemde çalışıyor olması yatıyordu. Örneğin, New York Moda Haftası, film vizyona girdiğinde henüz sadece üç yıllık bir etkinlikti. Filmler, genellikle kadın izleyicileri hedef alan bir pazarlama stratejisiyle, kostümler ön plana çıkarılarak tanıtılırdı. Gazeteler ve moda dergileri de, trendler hakkındaki görüşlerini almak için kostüm tasarımcılarına başvururdu. Vera West de kesinlikle bu isimlerden biriydi.

The Phantom of the Opera, 1943, FilmPublicityArchive / United Archives via Getty Images

1942 yılının Şubat ayında Oakland Tribune gazetesinde yayımlanan bir yazıda West, “savaş dönemi geceleri için kullanılan aksesuarların üzerindeki ışıltılı süslemelerin baharda öne çıkacağını” söylüyordu.
Daha sonra, 1945 Şubat’ında Highland Park News-Herald gazetesine verdiği demeçte ise, bahar için “tertemiz beyaz tonlarını” öneriyordu. 1940’larda, Catalina mayo markası da West’ten şirket için bir mayo koleksiyonu tasarlamasını istemişti.

Bir süre sonra West, kostüm tasarımını bırakarak Beverly Hills’te bir haute couture butiği açtı.
Ancak bu girişim uzun ömürlü olmadı, çünkü görünüşe göre West’in korku sinemasıyla olan geçmişi, kendi hayatına da bir şekilde yansımıştı.

Fotoğrafçı Robert Landry, West’in San Fernando Vadisi’ndeki evinin misafir evinde kalıyordu.
29 Haziran 1947 sabahı, Landry West’i yüzme havuzunda ölü halde buldu; iki köpeği ise “havuzun kenarında inlerken” görülmüştü (Los Angeles Evening Citizen News haberine göre).

Evde, polisin bulduğu çok sayıda intihar notu, West’in 23 yıldır şantajla tehdit edildiğini ve ölümü tek çıkış yolu olarak gördüğünü öne sürüyordu. Ancak gazetelere ve Jay Jorgensen ile Donald L. Scoggins’in 2015’te yayımladığı Creating the Illusion: A Fashionable History of Hollywood Costume Designers adlı kitaba göre, kocası Jack West, karısının bu şantaj meselesinin hayal ürünü olduğuna inandığını ve buna dair hiçbir mali kanıt bulunmadığını söylemişti.

1947 Temmuz’unda Los Angeles Times gazetesinde çıkan bir haberde, Jack West’in “bu olayın ailevi sorunlardan kaynaklandığını” belirttiği ve avukatı aracılığıyla, çiftin West’in ölümünden kısa süre önce şiddetli bir tartışma yaşadığını söylediği yer aldı. Yardımcı otopsi cerrahı, West’in ölüm nedenini akciğerlerde asfiksi (boğulma sonucu oksijensizlik) olarak belirledi; muhtemelen boğulmaya bağlı olarak gerçekleşmişti.

Christian Esquevin’e göre, eğer West gerçekten şantaj kurbanı olduysa, bu durum muhtemelen gençlik yıllarına dayanıyordu. Esquevin, West’in anne ve babasını genç yaşta kaybettiğini ve “zorluklarla mücadele etmeyi bilen” bir karakter olduğunu söylüyor. Geçimini sağlamak için terzilik yapmaya başlamış, daha sonra Philadelphia School of Design for Women adlı okula gitmişti.

1924’te Stephen Kille adlı bir adamla evlendi, ancak boşanma kaydı bulunmuyor. Esquevin’in aktardığına göre, Kille daha sonra borçlar mahkemesinde West’e dava açtı ve onun parasının bir kısmıyla kaçtığını iddia etti. West birkaç yıl sonra Hollywood’a geldi ve sonunda Jack West ile evlendi.

kapak fotoğrafı: Elsa Lanchester, Bride of Frankenstein, 1935 Screen Archives / Getty Images

smithsonian

Makale Etiketleri:
· · · ·
Makale Kategorileri:
FİLM/DİZİ · MANŞET