Eğlence dünyası pandemi sonrası gelişmeye devam ederken Ampere Analysis’dan Guy Bisson, Avrupa Film Pazarı’na yaptığı bir sunumda küresel film endüstrisinin mevcut durumu ve 2025’teki gidişatı hakkında etkileyici bir bakış açısı sundu.
Dünya genelindeki gişe rakamları hala pandeminin yıkıcı etkisinden kurtulmaya çalışıyor ve platformlardaki akış izleyicilerin içerik tüketme biçiminde giderek daha baskın bir rol üstleniyor. Bunlar olurken Bisson pazarın nereye gittiğine ve bunun film prodüksiyonu, dağıtımı ve finansmanı için ne anlama geldiğine dair etkileyici bir içgörü sundu.
Bisson “800 milyar dolar değerindeki küresel pazar esasen ikiye bölünmüş durumda. Yarısı küçülüyor, yarısı büyüyor” dedi. Bu bölünme eğlence ekosisteminde temel bir değişim ortaya koyuyor. Geleneksel işletmelerin (yayın televizyonu, işlemsel video ve sinema gösterimleri) hepsi zorluk çekiyor, yükselişte olan sektörler arasında YouTube ve TikTok gibi yayın ve çevrimiçi video platformları yer alıyor.
Platformlar büyümeye devam ederken geleneksel sinema (salonlar) pazarı durgun ve henüz COVID öncesi seviyelere dönemedi. Asya, veözellikle de Çin gişe hasılatının pandemi öncesi seviyeleri aşacağının tahmin edildiği tek bölge. Bu eğilim küresel gişe hasılatının yavaş toparlanmasının ve COVID-19’un yarattığı bozulmanın kalıcı etkilerinin göstergesi. Bisson “Dikkat ederseniz, Asya, COVID öncesi seviyenin biraz üzerine çıkması tahmin edilen tek bölge” dedi.
Geleneksel İş Modellerinin Gerilemesi
Bisson’a göre eğlence dünyasındaki en önemli değişim coğrafyaya dayalı eski modellerden akış teknolojisiyle kolaylaşan daha evrensel bir dağıtım modeline geçiş. Bu dönüşüm bir zamanlar içerik dağıtımını tanımlayan coğrafi kısıtlamaları ortadan kaldırdı. Bisson bu durumu “Bu kitleye ulaşmaya çalışan tüm oyuncular aynı yolu izliyor ve bu nedenle eskiden düşündüğümüz gibi farklı pencereler arasında giderek daha fazla örtüşme oluyor” diye açıklıyor.
Akış eğlence sunmanın birincil yolu olarak yerini sağlamlaştırdıkça sinema salonları ve TV gibi geleneksel film dağıtım alanları giderek daha fazla konsolide oluyor. Bisson “Artık her şey akışta birleşti. Geçmişte farklı dağıtım araçlarına sahip sinema salonlarının ardından şimdi tüm bu pencereler artık aynı sepette” diyor. Bu birleşme geleneksel içerik kategorilerinin harmanlandığı, giderek daha karmaşıklaşan bir pazarda gezinmek zorunda olan film yapımcı ve dağıtımcılar için yeni bir zorluk yaratıyor.
Akış ve Filmlerin Değişen Rolü
Bisson streamingin hakimiyetine rağmen onun da rolünün evrildiğini vurguluyor. Pandemi sırasında film endüstrisinin kurtarıcısı olarak görülen platformlar filmlerin ilk gösterimi için artık birinci sınıf platform değil.
“Bir prömiyer platformu olarak akış çok daha az önemli.”
Bunun nedeni kısmen de olsa odak noktasının ilk gösterim filmlerinden TV yeniden yapımlarına ve daha güvenli, yerleşik içeriklere kayması. Bisson “Akış platformları giderek ilk gösterim filmlerinden çok daha fazla TV yeniden yapımlarına -güvenli işler- öncelik veriyor” diye belirtiyor. Bu değişim büyük ölçüde reklamcılığın artan önemi ve izleyicilerden tekrar etkileşim alma ihtiyacından kaynaklanıyor. Platformların odağı izleyicilerin daha fazlasının geri gelmesini sağlayan, kanıtlanmış, uzun süredir devam eden TV dizileriyle aboneleri elde tutmaya doğru kaydı.
Bisson büyük stüdyoların film yapımındaki düşüşünü de vurguluyor. Disney gibi şirketler ürettikleri film sayısını azaltıyor ve bunun yerine daha az sayıda, daha kaliteli projeler yapmaya odaklanmayı tercih ediyor. “Durgun bir pazardasınız, hacimlerde artış olmadı ve büyükler düşüşe geçti.” Sonuç olarak büyük stüdyoların harcamalarını yaklaşık %10 oranında azaltmasıyla yapım bütçelerinde bir küçülme oldu. Bu kesintilere film yapım bütçelerini de azaltan yayıncıların sıkıntıları da ekleniyor.
Bağımsız Film ve Finansman
Bu yılki EFM’de bağımsız yapımcılar, satış temsilcileri ve dağıtımcılar için bazı potansiyel iyi haberler vardı. Büyük stüdyolar ve yayın devleri gerilerken, bağımsız sektör yükselişte. Bisson “Bağımsız ve küçük üretici dağıtımcıların sayısı önemli ölçüde artıyor” diye belirtti. Ancak bu daha küçük şirketler genellikle finansman sağlamada önemli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. “Destekçiler ve finans yine değişti” diyen Bisson daha fazla taraf olduğu için finansman anlaşmalarının daha karmaşık hale geldiğini söylüyor.
Geleneksel, tek kişiyle yapılan finansman anlaşmalarını elde etmek zorlaştıkça finansman sürecinde yapımcıların ve dağıtımcıların önemi artıyor. Bu eğilimin önemli bir örneği, Bisson’un yakın gelecekte sektöre hakim olma olasılığı daha yüksek bir anlaşma örneği olarak gösterdiği Paramount Pictures ve Domain Capital arasındaki 30 filmlik anlaşma. “Bu, ileride daha fazla görmeyi beklediğimiz türden bir anlaşma.”
Asya’da Yeni Bir Sınır
Bisson, Asya’nın küresel film pazarında giderek daha önemli bir rol oynayacağına inanıyor. Kuzey Amerika ve Avrupa’daki geleneksel pazarlar zorluklarla karşı karşıya kalırken Asya parıldamaya devam ediyor. Bisson gelecekteki iş birlikleri hakkında “Asya bu ortaklıkları kurmak için bakılması gereken, giderek ilginçleşen bir bölge” diyor. Bölge yalnızca sinema gösterimleri için önemli bir pazar değil, aynı zamanda ilk gösterim TV siparişlerinde de önemli bir oyuncu haline geldi. Bisson hem TV hem de film prodüksiyonunun geleceğinin giderek Asya’daki ortaklıklar ve finansman anlaşmaları tarafından şekillendirileceğini öne sürüyor.
Sonuç
Guy Bisson’ın analizi yeni bir normale uyum sağlayan bir film endüstrisinin resmini çiziyor. Yayın akışı büyümeye ve pazara hakim olmaya devam ederken geleneksel film yapım ve dağıtım modelleri yeniden tanımlanıyor. Büyük stüdyolar salt hacimden ziyade daha yüksek kaliteli projelere odaklanarak bir adım geri çekiliyor. Bağımsız filmler yükseliyor ama finansman hala bir zorluk. Bu arada Asya film ve TV’nin geleceği için kritik bir bölge olarak ortaya çıkıyor.
Film yönetmenleri, yapımcılar ve dağıtımcılar için Bisson’ın içgörülerinden çıkarılacak en önemli ders çok açık: Yayın akışının kral olduğu, geleneksel modellerin ortadan kalktığı ve özellikle Asya’daki küresel pazarların film yapım ve dağıtımının geleceğini yönlendireceği bir dünyaya uyum sağlayın. Bu yeni çağda, “daha azı daha fazladır” sadece bir trend değil, eğlence sektörünün yeni gerçekliğidir.
variety
