144
Views

Okuyacak çok kitap var seçmek zor diyorsanız yeni çıkan kitaplar arasından yaptığımız derlemeye göz atabilirsiniz:

Yunanca Dersleri

Yazar: Han Kang

Çevirmen: Göksel Türközü

Yayınevi: April Yayıncılık

2024 Nobel Edebiyat Ödülü Han Kang’a Layık Görüldü.

Kang, Nobel Kazanan İlk Asyalı Kadın Yazar.

2016 Uluslararası Booker Ödüllü Vejetaryen

2018 Dublin Edebiyat Ödülü Finalisti Çocuk Geliyor

2018 Uluslararası Booker Finalisti Beyaz Kitap

2023 Prix Médicis Kazananı Veda Etmiyorum

Sevgilinin Soğuk Elleri, Yunanca Dersleri Ve Niceleri…

Han Kang’ın metinlerinin odağında makro ve mikro iktidarların özellikle kadınlar ve dolayısıyla tüm toplum üzerinde kurduğu baskı, uyguladığı zulüm var. Bir yandan Kore tarihiyle yüzleşirken öte yandan şiirsel, akıl ve duygu yüklü, temiz ve keskin bir dille dünya okurlarına evrensel bir çağrı yapıyor.

Adeta kış uykusundan uyanır gibi…

Seul’de bir sınıf.

Genç bir kadın, tahtadaki Yunanca öğretmenini izliyor.

Konuşmaya çalışıyor ama sesini yitirdi.

Öğretmeni ise giderek artan körlüğünün eşiğinde artık konuşulmayan bir dili anlatıyor.

Işığı gittikçe sönerken, sesini duyamadığı kadına adım adım çekiliyor.

İkisini birleştiren geçmişte bıraktıkları…

Bir zamanlar sahip olup artık geri alamayacakları…

Her şeye rağmen çarpan kalpleri…

Gözlerini kaybeden adamın solan ışığı ile

sesini yitiren kadının sessizliği yeni bir dünya kurabilir mi?

Karanlıktan ışığa, sessizlikten nefese, dilden kalbe yolculuk aşkla mümkün mü?

İnsan denilen canlı bu kadar sıradanken, acısı nasıl böylesine biricik olabilir?

Yunanca Dersleri, iki insan arasında kurulan beklenmedik bağın hikâyesi. İnsanın insana şifa olmasına, dilin ve dokunmanın gücüne yazılmış bir aşk mektubu.

Duyuları uyandıran, hayatta olmanın özünü hatırlatan unutulmaz bir eserle karşı karşıyayız.

Han Kang duymadan sese, görmeden ışığa inananları olağanüstü bir romanla selamlıyor: 

Yunanca Dersleri.

Çevrimiçi Tuzaklar

Yazar: Kara Alaimo

Çevirmen: Sevda Akyüz

Yayınevi: Doğan Kitap

Sosyal medyanın cazibesi büyük, riskleri ise çoğu zaman görünmez…

Günümüzde sosyal medya hayatımızın ayrılmaz bir parçası: ilişkilerimizi şekillendiriyor, beden algımızı belirliyor, iş hayatımızı etkiliyor, hatta anneliğe bakışımızı bile yeniden tanımlıyor. Ancak bu platformlar kadınlar ve kız çocukları için sandığımızdan çok daha tehlikeli.

Kara Alaimo; sahte haberlerden çevrimiçi tacize, fenomen kültüründen dijital şantajlara kadar kadınların hedef alındığı tüm karanlık yönleri ortaya çıkarıyor. Gerçek yaşam hikâyeleri, güçlü araştırmalar ve uzman görüşleriyle örülen bu kitap, sosyal medyanın görünmez zincirlerini tek tek kırıyor.

Çevrimiçi Tuzaklar sadece bir tehlike haritası değil; aynı zamanda bir çıkış yolu. Alaimo, kızlarımızı nasıl koruyabileceğimizi, kendi platformlarımızı nasıl güçlenme aracına dönüştürebileceğimizi ve dijital dünyada nasıl güvenle var olabileceğimizi anlatıyor.

Bu kitap, kadınların sesini bastırmaya çalışan dijital dünyaya karşı güçlü bir direniş çağrısı!

“Çevrimiçi dünyanın kadınlar ve kız çocukları üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı ateşli bir başkaldırı.”
Publishers Weekly

“İnterneti kullanan ve başkalarını önemseyen herkes için vazgeçilmez bir rehber.”
Renee Bracey Sherman

Juette’in Tutkusu

Yazar: Clara Dupont – Monod

Çevirmen: Bahadırhan Bozkurt

Yayınevi: İletişim Yayınları

“Benim adım Juette, artık yaşım yok. Alacak bir intikamım var.”

Taşların Anlattığı’yla tanıdığımız Clara Dupont-Monod bu kez gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenerek, henüz on üç yaşında zorla evlendirilen, istemediği halde çocuk sahibi olan genç bir kızın evlilik kurumuna, patriyarkaya ve ruhban sınıfına savaş açmasının hikâyesini anlatıyor Juette’in Tutkusu’nda. Herkesi karşısına alarak tüm toplumsal rollerini bir kenara iten Juette, kendi kurtuluşunu kendi elleriyle var ediyor, kimseye aldırış etmeden kendi yolunu kendisi çiziyor.

“Artık kimse beni asla bir odaya götürmeyecek. Hafızamdan silebileceğim utançları gözden geçiriyorum. Hiç durmadan aynı soru gelip duruyor: Kocamın, babamın, papazların hatırasından nasıl kurtulabilirim? Erkeklerden nasıl kurtulabilirim?”

Valilik – Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Vilayet İdaresi

Yazar: Mehmet Güneş

Yayınevi: VakıfBank Kültür Yayınları

Devletler, merkezî yönetimle etkin kontrol sağlayamadıkları topraklarda hiyerarşik alt birimler oluşturmuşlardır. Bu örgütlenme, zaman ve coğrafyaya göre farklılık göstermiştir. Üniter devletlerde merkezin taşra üzerindeki kontrolü esasken, federasyonlarda yerel yönetimlere geniş yetkiler tanınmıştır. Benzer şekilde, Osmanlı Devleti de genişleyen topraklarını yönetmek için merkez-taşra ilişkilerini düzenlemiş ve önceki devletlerin sistemlerinden yararlanarak idari, iktisadi ve askerî kurumlar tesis etmiştir. Sosyal ve ekonomik şartların el verdiği ölçüde merkezden yönetim anlayışını ülkede hâkim kılmaya çalışan klasik Osmanlı taşra idaresinde, merkezin gücünü merkez dışında temsil edecek beylerbeylik/eyalet adlı birimler teşkil edilip başlarına yüksek rütbeli beylerbeyi/valiler 

tayin edilmiş, bunlar da idari, askerî ve hukuki fonksiyonlara sahip daha küçük alt birimlere ayrılmıştır.

Tanzimat dönemine kadar geleneksel yapısını büyük ölçüde koruyan bu taşra birimleri, Osmanlı’nın yenileşme hareketleri kapsamında revizyona tabi tutulmuş, önce 1840’ta ve ardından 1842’de yapılan idari düzenlemelerle modern bir yapılanma sürecine girmiştir. Nihayet, 1864 yılından itibaren yayımlanan kanunlarla birlikte üniter devletin merkezden yönetim ve denetim telakkisiyle hayata geçirilen ve vilayet, sancak, kaza, nahiye ve köy/mahalle birimlerinden oluşan yönetim sistemi, gelişerek Türkiye Cumhuriyeti’nin taşra yönetiminin esasını oluşturmuştur. Osmanlı’nın merkeziyetçi yönetim anlayışını devam ettiren taşra idaresinin Cumhuriyet’e uzanan serüvenini mevzuat ve uygulamalar üzerinden ele alan bu kitap, günümüzün il yönetimini bütün organlarıyla birlikte öğrenmek isteyenlerin istifade edebileceği kapsamlı bir çalışmadır.

Evlilik Yasası

Yazar: John Marrs

Çevirmen: Ayda Sungur

Yayınevi: Nox Yayınları

VE SONSUZA DEK GÖZETİM ALTINDA YAŞADILAR…
Toplumun tüm sorunlarına kesin çözüm bulduğunu iddia eden Britanya hükümeti, Evliliğin Kutsallığı Yasası’nı yürürlüğe koymuştu. Artık evlilik yalnızca bir tercih değil, bir zorunluluktu. Bekâr kalmakta diretenler baskılarla mücadele ederken yeni evlenen çiftlere seçkin semtlerde ev, geniş kapsamlı sağlık hizmeti, büyük vergi indirimleri ve çocukları için ayrıcalıklı eğitim gibi avantajlar sunuluyordu.
Ama bu lüksün bir bedeli vardı.
Evlere yerleştirilen akıllı cihazlar her sözü, her bakışı, her tartışmayı kaydediyor, yapay zekâ, bu kayıtlar üzerinden evliliğin “risk seviyesini” ölçüyor ve birliktelik tehdit altına girdiğinde harekete geçiyordu. Uyarılar, cezalar… ve bazen daha da kötüsü.
Devletin tek bir amacı vardı: Herkesin sevgi dolu, saygılı ve her şeyden önemlisi itaatkâr olması.
Dört farklı çift, mahremiyetin tamamen yok edildiği, duyguların bile devlet gözetimine tabi olduğu bu yeni düzende kendi ilişkilerini ayakta tutmaya çalışırken çok geçmeden bir gerçeğin farkına varacaktı: Aşk, baskı altında filizlenmez.
Ama bu düzende, aşk uğruna direnmek… ölümcül olabilirdi.
“Yakın gelecekte, pandemilerin ekonomik sonuçlarıyla boğuşan bir Britanya’da geçen zekice kurgulanmış Orwellvari bir gerilim. Marrs, önceki romanlarında işlediği tekno-distopya fikirlerini genişleterek ürkütücü derecede inandırıcı bir dünya kuruyor.” –Publishers Weekly

Güneş Keki Pastanesi

Yazar: Kuang Feng

Çevirmen: Emre Utaş

Yayınevi: Amorf Kitap

Bir pastane, kökler, umutlar ve kalbin tam ortasında büyüyen aşk…
“The Suncake Pastry Shop, gençliğin hayal kırıklıklarını umut ışığını söndürmeden işleyen; gündelik hayatın inceliklerini Satoshi Yagisawa, Durian Sukegawa ve Toshikazu Kawaguchi’nin eserlerini hatırlatan bir zarafetle anlatan dokunaklı bir roman.”


“Bu, eski şehirlerin ve pastanelerin romantik atmosferinde geçen ama özünde gençliğin bunalımına ve modern yaşamın boşluklarına dokunan sıcak bir roman ve şu soruyu okurun zihnine bırakıyor: İnsan gerçekten kendi kaderini seçebilir mi?”
— Books from Taiwan

Makale Kategorileri:
KİTAP · MANŞET