36
Views

Yönetmen James Cameron’ın “Avatar” serisinin üçüncü filmi “Avatar: Ateş ve Kül” bu Aralık ayında vizyona giriyor. Orijinal “Avatar”dan 13 yıl sonra, 2022’de vizyona giren “Suyun Yolu” beklemeye değmişti. Cameron’ın daha önceki “Alien” ve “Terminator 2: Judgment Day” filmleri gibi kendinden önceki filmin yeniliklerini temel alan ve temalarını daha da derinlemesine inceleyen bir devam filmi izlemiştik.

Üçüncü filmin yenilik hedefleri ve son teknolojiyi kullanması sayesinde Cameron, kendini serinin ilk filmdekiyle aynı durumda buldu: filmi çekerken nasıl yapılacağını öğrenmek.

Cameron, IndieWire’a verdiği demeçte şunları söyledi: “İlk filmde sadece temel tekniği anlamaya çalışıyorduk. Uçan bir yaratığına nasıl binilir? Performans yakalama nasıl yapılır?”

Cameron “Suyun Yolu”na başlarken bu sorunları çözmüştü, ama ikincide filmin büyük bir kısmını su altında geçirerek kendine yeni zorluklar çıkarttı: “Cevap aradığımız şey şuydu; daha önce yaptığımız her şeyi yapabilir miyiz, peki bunları suyun içinde ve altında yapabilir miyiz? Bir okyanus yaratığına nasıl binilir? Hava yaratıklarına binmek yeterince karmaşıktı, ama havadan 800 kat daha yoğun olan ve bizi iten bir ortamda değildik.”

Cameron’ın ekibi, oyuncuların suyun altında hızla ilerleyip yüzeye çıkıp uçarak sonra tekrar suya dalabilmeleri için su jetiyle çalışan makineler yaptı. Bu esnada teknolojinin hikâyeyi yönlendirmesine ve tersinin de gerçekleşmesine izin verdiler.

Cameron “Aslında bu bir geri bildirim döngüsüne dönüştü. İnsanların bir su yaratığına nasıl binebileceklerini bilmiyordum. Yaratığın nasıl hareket etmesi gerektiğini, ona nasıl binip üzerinde silah taşımamız ve onunla nasıl etkileşim kurmamız gerektiğini anladıktan sonra bunların bir kısmını hayvanların tasarımına yansıtmak zorunda kaldık. Dizinizi geçirebileceğiniz veya ayağınızı bastırabileceğiniz bir yüzgeç olacaktı. Makinelerimizi modifiye edip ardından bu modifikasyonları yaratıkların kendilerine de yansıtmak zorunda kaldık, böylece karakterler tamamen bütünleşik görünüyordu” dedi.

Filmin devasa ölçeğine rağmen kendisi ve ekibinin yalnızca teknoloji konusunda değil senaryo konusunda da çevik davrandıklarını söyleyen Cameron, “Senaryoyu yazarım ama oyuncularla birlikte çalıştığımda yeni fikirler buluyorum. Yeni fikirler buluyorlar ve bazen ilerledikçe değiştiriyoruz. Bir senaryo yazıp bunun bir taslak olduğunu ve bu taslakta kalmaya devam ettiğinizi düşünmüyorum. Oyuncuların birbirleriyle olan alışverişini ve karakterlerine ve ifade etmek istedikleri temalara dair artan farkındalıklarını seviyorum. Bunu çok kapsayıcı bir şekilde ele almaya çalışıyorum” dedi.

Cameron performans yakalama teknolojisinin daha geleneksel çekimlerde asla sahip olmadığı bir esneklik sağladığını söylüyor: “İlkel bir set inşa ediyoruz. Rengi yok ve aslında sadece oyuncuları desteklemek için orada. Karmaşık bir arazideyse rampaları olabilir, konturlu olabilir ya da bir kapı varsa, kapı gibi bir şey olacaktır. Ama biz sadece dokundukları yeri inşa ediyoruz. Göreceğiniz her şey bu değil. Bu yüzden bu modüler sistemi alıp bir ortamı çıkarıp başka bir sahneyi çekmeye hazır hale getirmek çok hızlı oluyor” dedi.

Cameron’ın bazen meslektaşlarıyla çatıştığı bir nokta oluyor. Özellikle pratik efektler dışında her şeyin ikinci sınıf olduğunu düşünen endüstriyellik karşıtı zihniyete sahip olanlarla. Cameron “Şaka mı yapıyorsunuz? Bilgisayar destekli görselleştirmede pratik olarak yapılabilecek her şeyi yapabiliriz” diyor ve tek farkın sanatsal tercih olduğunu söylüyor.

“Bugün ‘Uzaylılar’ı çekiyor olsaydım uzaylı kraliçeyi bilgisayar destekli görselleştirmeyle aynı şekilde mi yapardım? Kullanmak zorunda olduğumuz telleri, çubukları ve diğer şeyleri gizlemek için bu kadar çok buhar kullanır mıydım? Kullanmayabilirdim ve belki de filmi biraz daha aydınlatırdım. Tüm güzel tasarım öğelerimizi görmek isteyebilirim ve orada bir şeyler kaybolabilir. Ama bu, pratik bir düzeyde değil, estetik bir temelde bahsediyoruz.”

görsel: ©Walt Disney Co./Courtesy Everett Collection

indiewire

Makale Etiketleri:
· · · ·
Makale Kategorileri:
FİLM/DİZİ · MANŞET