35
Views

Bir gecede müziğin en büyük hikaye anlatıcılarından biri olamazsınız. Çoğu harika şey gibi, ustalaşmadan önce 10.000 saatlik girdi vardır ve ben sadece yatak odanızda oturup şarkılar üretmeyi kastetmiyorum. Joni Mitchell saatlerce gitar çalışarak parmaklarını kanatmış olsa da şarkılarının böylesine bilgelikle dolu olmasını sağlayan şey yaşadığı pek çok hayattır.

İster Laurel Canyon tepelerinde yalınayak yürüyor olsun, ister Yunanistan’ın güneşli sahillerinde seyahat ediyor olsun, Joni Mitchell’in şarkıları genellikle hayatından gerçek kesitleri anlatır. İnsani duyguların evrensel hikayeleriyle örülmüş, ona dünyanın yollarını öğreten karakterlerin ve yerlerin hikayelerini duyuyoruz.

Mitchell sanatsal gelişim için düzenli olarak yorgun gezgin rolünü oynamıştır. Ancak bu dünyanın dört bir yanına yapılmadan önce Mitchell, bir sanatçı olarak kendini daha iyi anlamak için daha yerel toprakların yollarını arşınladı.

1968 tarihli ilk albümü Song to a Seagull, dünyayı daha sonraki çalışmalarının imzası haline gelecek lirik kaygılar üzerine düşünen son derece şiirsel bir yazarla tanıştırdı: Özgürlük, aşk ve Kaliforniya.

Mitchell’dan alışık olduğumuz türden gözlemsel bilgelikle doluydu ve biçimlendirici müzikal deneyimlerinin kapsamlı seyahatlerden biri olduğu düşünüldüğünde, nedenini anlamak kolaydır. Song to a Seagull’dan önceki yıllarda Doğu Amerika şehirleri arasında mekik dokuyan Mitchell, kocası ve müzikal işbirlikçisi Chuck’la birlikte yeni gelişmekte olan folk sahnesinin tadını çıkarıyordu.

Ancak Greenwich Folk Revival Kuzey Doğu Amerika’nın geri kalanına yayılıp her hafta kafe sanatçılarını bir araya getirirken, Mitchell kendi konfor alanının dışındaki insanlarla ilişki kurmak amacıyla güneye gitmeye karar verdi: 1968’de Dave Wilson’a verdiği bir röportajda “Michigan’dan çıktık ve Carolinas’a gittik” diyor.

Kuzey Amerika’nın gelişen folk sahnelerinin dumanla dolu odalarının dışında, Mitchell’ın müziğinde çok dokunaklı bir şekilde ele alacağı sosyal manzarayı oluşturan sıradan insanlar vardı ve Amerika’nın güney eyaletlerine yaptığı ilk yolculuk şüphesiz sanatçı kariyerinde biçimlendirici bir bölümdür. Ancak Kuzey Carolina’da geçirdiği zaman ona bir şarkı kataloğundan daha fazlasını, üzerine yazabileceği bir şey sağladı: “Benden önce gitarıma sahip olan bir kaptan onu bana vermek istedi çünkü benim Peter, Paul ve Mary’den daha iyi olduğumu düşünüyordu. Her gece gelip sarhoş olur ve “Sen Peter, Paul ve Mary’den daha iyisin” derdi. Ben de gitarı ondan çok çok iyi bir fiyata aldım. Onu çok seviyorum.”

ROTKA TV YAYINLARINI YOUTUBE ÜZERİNDEN İZLEYEBİLİRSİNİZ

Callum MacHattie – Faroutmagazine.co.uk

Makale Etiketleri:
· ·
Makale Kategorileri:
MANŞET · MÜZİK