“Eucatastrophe”: Tolkien iyi bir peri masalının sırrını anlatıyor

Umut bir dilek değildir. İyimserlik veya saflık değil bir iddiadır. Dünyaya “Hayır, işler böyle olmayacak; işler daha iyi olacak” demektir.

Pandora’nın kutusu hikayesinin en az iki versiyonu vardır. Yunan şair Hesiod’un klasik versiyonunda Pandora’nın merakı onu alt eder ve dünyaya her türlü kötülüğü salıverir: hastalık, kıtlık, ölüm ve bir toplantının sonunda soru soran insanlar. Pandora sonunda kutuyu kapattığında içinde yalnızca bir kötülük bırakır: umut. Hesiod’a göre, umut kadar zalim bir şey yoktur. Umut dünyaya yalnızca yıkım, kaos ve kalp kırıklığı sunarken aynı zamanda bizi inşa etmeye, onarmaya ve sevmeye devam etmeye zorlayan şeydir. Bizi yerden kaldıran ve sonra tekrar yere çakılmamızı sağlayan şey de odur. Umut bir aptalın saflığıdır. Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi “Umut, gerçekte en büyük kötülüktür çünkü insanın çektiği işkenceyi uzatır.”

Pandora’nın kutusu hikayesinin bir başka anlatımı daha vardır. Bu anlatıda her şey tersine çevrilmiştir. Kavanozda (kutuda) sefalet değil, iyi şeyler vardır. İnsanlık (bu versiyonda Pandora yoktur) kavanozu açtığında hayatı cennete dönüştürebilecek tüm bu iyi şeyleri dışarı salar ve kaybeder. Kapak kapatıldığında geriye yalnızca bir ilahi lütuf kalmıştır: Umut.

Yazar J.R.R. Tolkien ve Hristiyan varoluşçu Gabriel Marcel muhtemelen ikinci versiyonu tercih ederlerdi. Sonuçta umudun belki de insan olmanın en önemli parçası olduğunu düşünüyorlardı.

Eucatastrophe

Kurt Vonnegut, SlaughterhouseFive ve Cat’s Cradle gibi çılgınca fikirlerle bezenmiş romanlar yazmasıyla ünlüdür. Vonnegut edebiyat dünyasında hikayelerinin şekilleriyle ünlüdür. Bunlar, oğlanın kızla tanışması veya kötüden daha kötüye doğru giden hikayeler gibi yaygın hikayelerin geleneksel gidişatını tanımlayan sekiz diyagramdır. Peri masallarıyla ilgili yayı şöyledir: Her şey kötü başlar ve sonra biraz daha iyiye gider. Ama sonra her şeyi mahveden bir felaket olur. Hikaye talihte büyük bir altüst oluş, bir dönüşüm ve büyülü bir finalle sona erer ve herkes sonsuza dek mutlu yaşar.

Tolkien hayatta olsaydı büyük ihtimalle buna katılırdı. Ona göre bir peri masalının en önemli ve tek unsuru talihsizliğin bu son dramatik tersine dönüşüdür. Bunu tanımlamak için eucatastrophe kelimesini uydurdu. “Peri masallarının tesellisi [mutlu sonun] sevincidir: ya da daha doğrusu, Tolkien’in yazdığı ani bir neşeli dönüş olan iyi felakettir. Yüzüklerin Efendisi, hobbitlerin ölmesi ve Sauron’un kahkahalarla gülmesiyle bitmez. Işığın karanlığı yenmesiyle, basit nezaket, sevgi ve arkadaşlığın kötülüğe galip gelmesiyle sona erer.

Yüreği kaldırmak

Tolkien bunun bir tür kaçışçılık olmadığını dikkatlice belirtir. Yaptığı Don Kişotvari bir tatmin değildir. Dünyanın şarkı söyleyen cüceler ve cana yakın büyücülerden oluşan sonsuz mutlu bir idil olduğunu iddia etmez. Dünyada büyük acılar, sefalet ve çok sayıda kabus vardır. Eucatastrophe ise “kurtuluşun sevincidir ve evrensel nihai yenilgiyi reddeder.”

İyi bir peri masalının amacı dünyanın gölgelerini gizlemek değildir. Orijinal Grimm Kardeşler’in masalları (temizlenmiş Disney versiyonları değil) bebek öldürme, yamyamlık ve dehşetle doluydu. Tolkien iyi bir peri masalının alametifarikasının “… [maceralar] ne kadar fantastik veya korkunç olursa olsun onu duyan bir çocuğa veya bir insana “sıra” geldiğinde nefesinin tutulması, kalbinin atması ve yükselmesi, her an ağlayacak gibi olmasıdır.”

Sahip olduğumuz tek şey umut

Buradaki dini alt tonlar tesadüfi değildir. Tolkien, İncil anlatılarında bulunan kurtuluş ve lütfa düşkün bir Katolikti. Marcel bildiğimiz kadarıyla Tolkien’i okumadı, ancak kendi umut felsefesi çarpıcı benzerlikler taşıyor.

Tolkien’in eucatastrophe veya nihai kurtuluş olarak tanımladığı şeye Marcel umut adını verdi. Marcel’e göre “Umut, varlığın kalbinde, tüm verilerin, tüm envanterlerin ve tüm hesaplamaların ötesinde, benimle işbirliği yapan gizemli bir ilkenin olduğunu iddia etmekten ibarettir.”

Umut, Evren’in bir düzene olan inancıdır, her şeyin yeterince iyi sonuçlanacağı bir düzen. Bu, şeylerin bozulduğunu veya sefaletin, acının ve ölümün var olan tek şey olduğunu kabul etmeyi reddeden bir tür inançtır. Marcel bir Hıristiyandı ama onun umut hakkındaki açıklaması herkes için geçerli olabilir. Dünyadaki umutlular, Evren’in kendi taraflarında olduğunu görenlerdir. “Tüm deneyimlere, tüm olasılıklara, tüm istatistiklere” karşı koyulduğunda, “verili bir düzenin yeniden kurulacağını” görürler. Umut bir dilek değildir. İyimserlik veya saflık değil bir iddiadır. Dünyaya “Hayır, işler böyle olmayacak; işler daha iyi olacak” demektir. Hem Marcel hem de Tolkien için, umutsuzluğu ancak umutla ortadan kaldırabiliriz.

Karanlıkla pazarlık yapmaz veya ona yalvarmazsınız. Umudu bir meşale gibi parlak ve şiddetli bir şekilde parlatmalısınız.

bigthink’te Jonny Thomson‘ın orijinal makalesini okuyun.

What's your reaction?